ben iklim krizi ile ilgili konuşabilecek yetkinlikte biri değilim. okumaya ve öğrenmeye yeni başladım. 1 senedir et yemiyorum ve kendimce gezegene bir katkıda bulunuyorum tabii ama aslında olayın bireysel mücadeleden çoktan çıktığını hatta devletler üstü bir noktada olduğunu farkındayım.
aldığımız ve alacağımız önlemlerle felaketi sadece birazcık erteleyebiliriz diye düşünüyorum.
dünyanın en olumlu ve neşeli insanı olarak şunu düşünüyorum; 10 bilemediniz 20 sene sonra dünya bu halinden çok ama çok farklı bir yer olacak. su ve yiyecek savaşları, tükenen kaynaklar, tarım arazileri için ölenler... insanlığı film gibi bir gelecek bekliyor.
bizler, her gün duş alıp, yemediğimiz yemekleri çöpe atan, barbekü partilerinde oğlak çeviren, sabahları tereyağlı sucuklu yumurta peşinde koşan, arazi için ağaç yakıp boşalan yere beton diken son nesliz. bundan sonrası çok başka artık...
dünyayı bitirdik...
bu vesileyle "kanal istanbul" gibi doğayı katleden projelere hayır diye bas bas bas bağırmamız gerektiğini, her yerde, her zaman ve her platformda mücadele etmemiz gerektiğini de tekrar hatırlatmakta fayda var.
şefimmm can temiz çok güzel bir yazı yazmış, altına imzamı atarım:
"son zamanlarda bu fotoğrafları sık görmüşsünüzdür. yani umarım görmüşsünüzdür. bunlar avustralya'daki iklim krizi kaynaklı dev yangınların yarattığı felaketin boyutları hakkında sadece ufak bir fikir veren anlık görüntüler. bu yangınlarda belçika'nın 3 katı büyüklüğünde bir alan yok oldu. 500 milyon hayvan, 20'nin üzerinde insan öldü. koala dahil bir çok hayvan türünün nesli bu yangında tükenme sınırına geldi. yağmur dökmeden sadece şimşek üreten kuru alev bulutları hala ülkenin üzerinde dolanıyor ve yenileri oluşuyor. bu yangının sebebi iklim krizidir. hükümetlerin fosil yakıtlar, hayvan tarımı ve hızlı tüketim ürünlerine dair kontroller getirmemesi yüzündendir. bu işin tartışmaya kapalı kısmı. bunlar bilimsel verilerin işaret ettiği sonuçlar. ve aynı bilimsel veriler hiçbir şey değiştirmezsek 10 yıl içinde bütün dünyanın aşağı yukarı böyle görüneceği yönünde. ilk ve en çok etkilenecek ülkelerden biri bizimki. biz bir şey yapmazsak kimse çıkıp bize yardım etmeyecek. hükümetlere sesimizi duyurmazsak, isyan etmezsek, yaşam tarzımızı, beslenme tarzımızı, tüketim alışkanlıklarımızı değiştirmezsek çok kısa süre içinde bu görüntüleri yaşayan biz olacağız. ya hep beraber ses çıkaracağız ya hep beraber öleceğiz. söyleyebileceğim daha pozitif bir şey olmadığı için üzgünüm ama bu hakikat. hakikatin en pozitif tarafı savaşmak için umut vermesi ve hala umut var. eğer şimdi kalkıp bir şey değiştirirsek. ne olur bu konuyu ciddiye alın. ne olur konforunuza tutunmaya çalışmadan hakikatin ağırlığını göğüsleyin. bu tek şansımız..." c.t.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder