16 Kasım 2016 Çarşamba

inanç üzerine


allah'a, dine, astrolojiye ve fala inanmam. ama küçükken anneannemle o'nun hareketlerini taklit ederek namaz kılmışlığım ve dahi çocuk orucu tutmuşluğum, bütün mahalle kuran kursuna gidiyor diye 20 dakika kadar kuran dersi almışlığım vardır camide. bunun yanı sıra kilisede defalarca mum yaktım, ayine katıldım. fal bakıp bundan para kazanan insanlara çokça para vermişliğim, ağlaya ağlaya arkadaşımı arayıp "bana falcı telefonu ver" diye yalvarmışlığım vardır. yok merkür geri harekette yok ay dünyaya yaklaştı falan diye ters giden işlerimi yıldıza, evrene, uzaya bağlamışlığım da vardır şimdi yalan yok... bir de sıkışınca dua ederim arada. yani dua gibi değil de; daha çok "teşekkür ve  talepler" başlığı altında incelenebilecek olan bir dizi muhabbet. onda da işimi sağlama almak için hem "allahım" hem de "sevgili evren" diye başlıyorum. hani artık hangisi varsa o üzerine alınsın duayı.
bu yalancı inançlarım, genelde bir hezeyan sonrası ortaya çıkar. ya sevgiliden ayrılmışımdır falcı arıyorumdur ya bir sürü boktan şey üst üste gelmiştir dua ediyorumdur.
ama aşka, güzel olana, sanata, edebiyata, çocuklara, hayvanlara, seyahate, kalbin pıt pıt atışına, heyecana, güleryüze, sevişmelere, dostluğa hep inanırım. bir de dünyayı güzellik kurtaracak dediler, ona inanıyorum.