29 Aralık 2008 Pazartesi

merdiven ve tepsi hikayesi

kar istanbul'da ne kadar eziyetse, adada o kadar keyiflidir... sabah erkenden de kalksanız karlara ilk basan siz olmazsınız... ama adada öyle değildir... akşam saatlerinde bile ıssız bir sokağın ilk sakinleri siz olabilirsiniz...

benim ilkokul çağlarımdı, yıl kaç hatırlamam ama, bayağı bir kar olmuştu... hatta sömestr tatilinin de sonuna denk geldiğinden, neredeyse 1 ay tatil yapmıştık... işte o yıl karın en muhteşem olduğu zamandı... ee bizde öyle kar aksesuarları falan yoktu tabi...

2 aracımız vardı kaymak için... ilki; yuvarlak kocaman tepsiler olur ya... hani 3 kişilik bir ailenin kahvaltı malzemesini koyabileceği kadar büyük olanlardan... işte o... tek kişilik bir araç olup, yapıldığı malzeme nedeniyle jet hızıyla inerdik yokuştan aşağı...

diğerine toplu taşım aracı denebilir... merdiven... cesur yürek 4-5 çocuk olarak merdivene biner, yokuştan aşağı bırakırdık kendimizi... aman allahım ne büyük keyif ne büyük keyif...

aynı aracı kullanan bir arkadaşım, hızını alamayıp, yokuşun bitimindeki evin penceresinden içeri dalıp, yemek masasında korkulu anlara neden olmuştu...

annem ayakkabımın içine naylon koyardı, eve gelince de sobanın yanına koyardık ayakkabıları. şekilleri bozulurdu ama hemen kururlardı.

akşama babam gelirdi, yemeği yiyip, mandalina kabuklarını sobanın üzerine itinayla dizerdik... kokusu hala burnuma gelir... bir de fındık koyardı annem küçük bir tepside... nar gibi olurdu fındıklar... bunca zamandır öyle tatlı fındık yemedim...

çocukluğunda kaymak için merdiven ve tepsi kullanan bütün çocuklara selam olsun :)

1 yorum:

  1. Bilmem kaç yaşına geldim; hâlâ adada karda kaymak için merdiven kullanıyorum. Bu gece de uzun süre bekledim kar yağmasını ama İstanbul'a lapa lapa yağarken adayı yine es geçti.
    İlk adam gibi karda beklerim adaya; aynı merdivende kaymak ve yolun yarısına gelmeden kaldırıma çarpıp yuvarlanmak için...

    YanıtlaSil