2 Mayıs 2020 Cumartesi

seviyorum - sevmiyorum

evine gittiğimde, bir yandan konuşurken bir yandan da buzdolabını açıp, içinden bir şeyler atıştırabildiğim dostlukları seviyorum.
evin balkonu bir metrekare de olsa; çiçeği, minderi, masası ile orada bir dünya kurmayı seviyorum.
gece 4te, gecenin 4 olduğunu umursamadan arayıp, "gel al beni buradan" diyebildiğim arkadaşlıkları seviyorum.
yaz günü, masaya oturduğumuzda kızartma tabağının üstündeki sarımsaklı domatesli sosa, taze beyaz ekmek banmayı seviyorum.
işten döndüğümde mahalle esnafı ile selamlaşmayı, apartmana çıkarken komşularımla iki çift laf etmeyi seviyorum.
haftalarca görüşmemiş de olsak "sizin maaşlar sıkıntılıdır şimdi, paraya ihtiyacın olursa ara hemen" diyen dostlukları seviyorum.
anneannemin bana ancak çocuk orucu tutturduğu o günleri, ramazan pidesinin içine terayağ ve tuz koyduğumuz anılarımı seviyorum.
babamın balonda bize "haydi bastır" oynattığı, mavi bisikletimle tura çıktığım, lisenin merdivenlerinde gizli gizli öpüştüğüm, sağcısı solcusu bir arada seçim sonuçlarını beklediğimiz ada yazlarını düşünmeyi seviyorum.
içinden tren geçen kasabaları, hiç beklemediğin anda gelen "seviyorum seni" mesajlarını, sonunda denize gireceğin uzun yolları, o yolda giderken bir yerde durup buzlu ayran - gözleme yapmayı, güneşte yandıktan sonra alınan ılık duşu ve sonrasındaki al yanakları seviyorum.
renkli kalemleri, martı seslerini, öğle üzeri üstüne vuran güneşle uyuyakalmayı, uyurken yanına kıvrılan kedileri, karı, yağmuru seviyorum.

boğazına yumru gibi oturan ayrılıkları, tam komik bir şey anlatacakken olmadığını hatırlamayı, çalan her şarkının gözleri doldurmasını sevmiyorum.
evine gittiğinde "umarım yere bir şey dökmem" diye düşündüğüm ve ayağımı koltuğa uzatamadığım arkadaşlıkları sevmiyorum.
evlerin birbirine çok yakın olmasını sevmiyorum. çok bir fransız balkonlu, kimsenin birbirini tanımadığı upuzun apartmanları sevmiyorum.
kıracağım diye dürüst olamadığım, had bildirmek yerine katlandığım ilişkileri sevmiyorum.
dinlemeyen, dinlediğini anlamayan, dilbilgisi kurallarını bilmeyen, her konuyu dönüp dolaşıp kendine ve dertlerine getiren, sürekli telefonuna bakan ve işten bahseden insanları sevmiyorum.
yaşından, mevkisinden dolayı saygı bekleyen, göremeyince öfkelenen kişileri, hayvanlara, doğaya ve insana saygısız kimseleri sevmiyorum.
gururundan, egosundan sevdiğine "seviyorum" diyemeyeni sevmiyorum.

"beraber olursak her şeyi hallederiz"i seviyorum, "ne olursa olsun yanındayım, sen bana dayan"ı seviyorum. "gururuna sokiyim, sana bir şey olmasın"ı seviyorum, günün ilk ışıklarında çalınan kapı zilini seviyorum....

2 yorum:

  1. İnsanın ne zaman olursa olsun arayabildiği dostları olması çok çok güzel:)
    Bu arada mail abonelik ve izleme butonu eklersen daha rahat takip edebiliriz:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba, hiçbir şifremi hatırlamadığım için blog'ta düzeltmeler yapamıyorum. Asla izin vermiyor. Sadece yazı girebiliyorum. Ne yandaki fotoları değiştirebiliyorum ne de fondaki renkleri :( 13 senelik renkler ve fotolarla idare ediyorum :( Ama çok teşekkür ederim, beğenmenize sevindim. Sevgiler, Diren

      Sil