11 Mayıs 2020 Pazartesi

beyoğlu




birlikte olduğumuz insanı bir bütün olarak değerlendirmez miyiz? ilişkiyi, geçirdiğimiz yıllar, bütün sarhoşluklarımız, sevişmelerimiz, gülmelerimiz üzerinden gözden geçirmez miyiz? tek bir söz, ani yapılan bir hareket, öfke patlamasıyla aşkınız sona erer mi? kanımca birini yatakta bile bassanız, aşkınız puff diye uçup gitmez. kendinize biraz zaman tanımanız gerekir.

ilişki meşakatli bir yol, uzun bir yol. durup dinlendiğiniz, 'allah belasını versin böyle uzun yolun' dediğiniz, susadığınız, arkadan itilmek istediğiniz, acıktığınız, gözünüze güneş gelen, üşüdüğünüz zamanlar oluyor. yolda beraber yürüdüğünüz insana anlık hislerle bakarsanız biter o yol... siz de manzaranın keyfine varamazsınız...

ben beyoğlu'nu bile son 10 yılına bakarak değerlendirmiyorum. şimdi gittiğimdeki soğuk, hikayesiz haliyle anmıyorum... saç ektiren araplar, nargile kokuları, sürekli bir inşaat hali, yıkılan emek sineması, demirören çirkin yapıtı, tuhaflaşan ara sokakları ve ruhunu çektiklerine emin olduğum haliyle anmıyorum. bende büyük kredisi var ve 500 yıllık tarihi...

sultanlar yürüdü istiklal caddesi'nde ve fötr şapkalı devlet büyükleri... elçiler çay içti bu sokaklarda... gezi direnişinin ev sahipliğini yaptı bu park... 1 mayıs'ta kazancı yokuşu'nda sniper ile vurulanların kaldırımları bunlar. akm'nin önünde ne kavuşmalar oldu biliyor musun? ve ne ayrılıklar, gözyaşları içinde... galatasaray lisesi'nin önünde bir ömürdür bekleyen cumartesi anneleri var. bolşevik devrimi'nden sonra taksim sokaklarında beş parasız şarkı söyleyen rusları... tiyatro sonrası, ayak üstü ıslak hamburger yiyen oyuncuları... orospuları... emekli orospuları... saat satan siyahileri... çiçeklerin en alasını satan çingeneleri... çeşit çeşit perukçuları ve seks dükkanları... galata'dan kendini bırakan hezarfen'i var. 6-7 eylül'de zorla gönderilen gayr-i müslimleri gördü bu sokaklar... 

şimdiki haliyle bakmak beyoğlu'na haksızlık... ülke nasılsa beyoğlu da öyle... ülke cahil, ülke vicdansız, ülke satılmış, ülke boşlukta savruluyor... beyoğlu da...

ama gün olur devran döner ve şehrin kalbi beyoğlu yine "bizim" olur. çünkü gerçek aşk bitmez... 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder