bahar geldi ve buna sadece balkondan şahitlik ediyorum. denizi, ağacı, dostlarımı göremiyorum. yarım maaşla, kısıtlı bir hayat yaşamaya çalışıyorum.
alıştığım üzere erkenden kalkıp, tek tek evin pencerelerinden öylece dışarı bakıyorum. ajandam boş. ütü, temizlik, çamaşır gibi gündelik ev işleri hariç listemde yapılacak hiçbir şey yok. alışkanlıklarımın da kendimin de değiştiğini farkındayım. işimle, geleceğimle ve yakın geçmişimle ilgili bir ton sorgulama yapıyorum. kusursuz sandığım ve ölümüne savunduğum düşüncelerimi gözden geçirip, hatalarını buluyorum. rutinler yaratıyorum ve sadık kalmaya çalışıyorum. daha çok "hayır" demeye ve dürüst olmaya çalışıyorum. bana kendimi değersiz hissettiren her şeyden uzak durmaya çabalıyorum.
ama kafam karışık. bir gün iyi bir gün kötüyüm.
bir süredir ergen gibi yaşadığımı fark ettim. ilişkimi de çocuk gibi yaşamışım. bu, amatör ruhla çıkarılan profesyonel işler gibi güzel bir şey değil. kavgası, barışması, hayalleri, gelecek üstüne konuşmaları, kararları 15 yaş olgunluğunda olan iki insanmışız. hissettiklerimizi bilemiyorum ama yaşayış şeklimiz gerçeklerden uzak ve biraz da sahteymiş.
olsun istemiş ama olduramamışız... öyle kırık bir aşk hikayesi, filmlere konu olur türden bir sevda, dillere destan bir sevgi de değilmişiz. ayakları yere basmayan, aklı bir karış havada, ne kavga etmeyi ne konuşmayı ne de birbirini yuva yapmayı başarabilmiş iki akıldan yoksun insanmışız.
cesaretsizliğe, iletişimsizliğe ve kaygılara kurban edilmiş kimbilir kaçıncı çift...
mutlu olmak üzerine çok düşündüm. bunun parayla pulla, işle, mevkiyle olmadığını çok farkındayım. ama benim mutluluk tanımımda yanımda mutlaka güldüğüm ve iyi sohbet ettiğim biri olmalı. çok paraya ihtiyaç yok ama sevdiğin işi yaparak, yeteri kadar kazanmak önemli. dostlarım bu tanımın çok ortasında bir yerlerde. sosyalleşmek, gezmek, görmek, öğrenmek, yazmak ve okumak mutluluğumun parçaları...
öyle ege'ye yerleşip, organik tarım yapmak yok hayallerimde ama birlikte güldüğüm adamla eğlenceli, sürprizli, maceralı ve mutlu bir hayat yaşamak istiyorum.
bence hayat "katlanmak", "dayanmak" ve "sabretmek" için çok uzun.
ben kendi adıma evde kalışlarımdan bir sürü ders çıkardım. şimdi daha çok koşacağım mutluluk ve keyfin peşinden... ve daha çok sahip çıkacağım aşkıma... insanlık için daha çok çalışacak, iklimi, dünyayı ve hayvanları korumak için bir şeyler yapacağım.
daha çok direneceğim. çünkü sanırım bir süredir ismimle müsemma değildim.
ayrıca memleket gibi ben de direnince çok güzel oluyorum :)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder