27 Haziran 2014 Cuma

çağlar iyice


ben kitapların altını çizerek okumayı severim. hem de öyle kurşun kalemle ve silinebilecek şekilde çizmem, tükenmez kalemle çiziveririm bütün paragrafı. eskiden yazmazdım ama son senelerde, kitabı hangi tarihte nereden aldığımı da yazıyorum ilk sayfaya. annem 40 yıldır bu şekilde kitap okur, sanırım yaş aldıkça anneme benziyorum.

siz hiç "bitmesin diye, okumuyorum" dediniz mi bir kitap için? dedim ben. böyle dediğim 1 elin parmakları kadar kitap var ve bence bunun için oldukça şanslıyım. çünkü her insanın hayatında böyle kitaplar olmalı. yok bence ama olmalı...

erken kaybedenler'i bitirdiğimde ağlamaklı olmuştum. sonraki bir kaç günüm "kitapların en güzelini okudum, bundan sonra okuduğum her kitap bundan daha az etkili olacak" diye düşünerek geçti. sonra unuttum bu hissi tabii ama içine düştüğün bir kitap olması, her kelimenin sende bir anı bırakması harikulade bir histir. sanki yazar yanı başında yazıyordur kitabı, öyle içine içine hissedersin ne düşündüğünü, işte o daha da harikulade bir histir.

emrah serbes kitap yazmaya devam etsin, başına bir şey gelmesin diye bilmediğim tanımadığım bir güce dua ediyorum kimi zaman. malum ülkemizde direnişçilerden çocuklara kadar herkesi öldüren bir mekanizma var. o yüzden "başına bir şey gelmesin de yazsın" diye bir yerlere dileğini bildirmek gerekiyor.

uzun lafın kısası, yeni kitabı çıktı. 6. gündür elimde. az az okuyorum bitecek diye...

hepimiz çağlar iyice'yiz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder