9 Haziran 2010 Çarşamba

hadi kolaysa bul...

hep "yarım"ız, hep bir "eksik"... ara ki bulasın bu karışıklıkta ruh eşini... teknolojik dünyanın şaşırtan hızında bul bakalım hadi... iş güç seni esir almışken, trafikte hergün saatler kaybederken, ailenle boğuşurken, her cüzdanı açtığında istediğin miktarı göremezken, hastalıkta ve yoksunlukta, iletişimsizlik sizi ayırıncaya kadar bul bakalım beyaz atlını... kendine bile zaman ayırıp, kafanı huzurla koyamazken yastığa, nasıl bulacaksın sevdiceğini?

hadi buldun diyelim... nasıl bileceksin ki doğru insan? "sakat kaldığımda beni hiç bırakmazsın ama değil mi necati sen?" testinden her geçeni kalbimizden içeri mi alacağız? "sadakat" için söz isterken, "anlayış" ve "güleryüz" için de söz verecek miyiz mesela? aynı dili konuştuğun insan, senden daha çok var zannediyorsa dışarıda ve aslında sen olmadığı gerçeğini biliyorsan?

yaş alıp, kafa ağırlaştıkça "tek"leşiyor demek insan... halbuki iki büyüktür tekten...

şebnem'e...

3 yorum:

  1. Canım canım canım. Ne güzel yazmıssın. Hakikaten içimden geçen ama kelimelere dökemediğim gibi. Kocaman bir taş var sanki yüreğimin üstünde. Hiç olmadığı kadar büyük. Duruyor. Baskı yapıyor. Sanki bir daha hiç eskisi gibi hissedemeyecekmişim bir daha hiç eski Şebnem olamayacakmışım gibi....

    YanıtlaSil
  2. Öyle böyle değil, kocaman hem de çok kocaman bir yazı. Bir taraflarını yırtıp köşelerinde yazanların gözüne girecek, batacak bir yerde yayınlanmalı bu yazı. Bu kadar hoş, bu kadar romantik ve bu kadar gerçekçi ve kısacık anlatılabilir. Gerçekten kaleminin eğilirim desem içimden geçeni yazmış olurum.

    YanıtlaSil
  3. bulmuştum, inanılmazdı ayaklarım yerden kesilmişti.gözüm kör(sadece onu görüyordu), kulaklarım sağır (sadece onu işitiyordu.)sevilmenin kibiriyle yönelen zalimliğine sabrım sınırsızdı, öyle birşey yapmış ki öğrenince çakıldım, gömüldüm, yok oldum
    hala beraberiz! ölmedik ama yaşamıyoruzda.

    YanıtlaSil