8 Mayıs 2023 Pazartesi

bu ülkede yaşamak


ben her sabah uyandığımda; kapkara bir güne açıyorum gözlerimi. 

bu ülkede yaşamak; bitmez tükenmez dert sahibi olmak demektir. 
tüm güzelliklerin katili bir hükümet ile, sürekli mücadele etmek demektir. 
geleceğinin çalındığını bilerek, nefes almaya çalışmaktır.
bir gün zeytin ağacına üzülmek, diğer gün soma'ya ağlamak, başka gün hatay'a içlenmektir. 

bu ülkede yaşamak; doğal ya da tarihi yerlerinin talanına şahit olmak ve her gün bir parçanın öldüğünü hissetmek demektir.

bu ülkede yaşamak; karanlığın ardından "bunlara alışma noolur, diren, alışma" demektir.
gencecik biri ülkeden göçme isteğinden bahsettiğinde, gözyaşlarını içine akıtıp, umuttan bahsetmektir. umudun sadece bir sözcükten ibaret olmadığını, her allahın günü kendine de hatırlatmaktır.
yurtdışına kaçarcasına giden her beyin göçüne uzun uzun ağlamaktır. 

işe giderken, metrobüste, sosyal medyadaki videolara sinirlenmek, sinirinden dudaklarını ısırmaktır, küfür etmektir.

bu ülkede yaşamak, kadınlara, çocuklara taciz, tecavüz, şiddet vakalarına alışık olmak ve bundan müthiş bir utanç duymak demektir.
kendi çarkı dönsün diye, onurunu, şerefini satan insanlarla, aynı yerde olduğunu bilmenin iğrenç ağırlığı ile yaşamak demektir.

bu ülkede yaşamak; sadece kendiniz ve sevdikleriniz için değil, size "vatan haini" diyenler için bile direnmektir.

ama bu ülke sadece;

aradan alacakları para uğruna, ülkenin tüm kamu mallarını satanların değil...
vatan millet sakarya diye ülkeyi uyuşturucu trafiğinin, silah ticaretinin, kara para aklamanın cenneti yapanların değil...
tesbih sallaya sallaya bütün kamu şirketlerinin içini boşaltanların değil...
"bizim ecdadımız osmanlı" diye diye, memleketinin her karış toprağını, parası olan yabancıya peşkeş çekenlerin değil...
eğitimli herkesten nefret edip, eğitimi, sanatı, bilimi baltalayanların değil...
din, iman, namaz, ezan, lafları ile insanların arazilerine, işlerine çöküp, haraç alanların değil...
paramızı pul edip, kendilerine yat, kat, villa alanların, oluk oluk paraları yurtdışına kaçıranların değil...
deprem yaşamış halkının acısını dindirememiş, bir çatı verememiş iktidarın değil...
halkının arasına bilerek, isteyerek, planlı şekilde kin, nefret ve düşmanlık tohumları ekenlerin değil...
"küçüğün rızası vardı" diyip, çocuklara uçkur çözenlerin değil..

bizim de ülkemiz...
ve biz buraya aidiz...
ve biz hiçbir yere gitmiyoruz...

3 yorum:

  1. ❤️ Dilerim ki, bir gün bunların hepsini di’li geçmiş zamanla yazarsın ve geniş zamanda da umudun yeşillenmiş halini, ete kemiğe bürünmüş halini yazarsın… daha da ilerde tüm yaşanan zorlukların, mücadelelerin geride kalmışlığı da miş’li geçmiş zamanla yazılsın…

    YanıtlaSil
  2. 🙏 çok güzel bir anlatım.

    YanıtlaSil