5 Ocak 2011 Çarşamba


adaya ilk taşındığımız zamanlar, evde siyah beyaz bir televizyon vardı. arka balkondaki antene tencere kapağı bağlamıştı annem, nedense eski günlerde antene alüminyum bir şeyler bağlayınca daha iyi gösterdiğine dair bir inanç vardı. televizyona değil kapağı, tencerenin kendisini bile bağlasanız çalışmaz duruma gelince, babam akşam kucağında koca bir paketle eve geldi. paketin televizyon olduğunu anlayınca evde bir sevinç dalgası... açtık neyse, köpüklerinden sıyırdık "nortmende" markalı, renkli televizyonu. eskisini kaldırıp, yeni ve güzel televizyonumuzu yerleştirdik dolabın üzerine.
trt 2'nin de yeni açıldığı günler... bir açtık, kırmızılar kırmızı, maviler mavi... insanlar daha bir neşeli, daha bir güzel sanki... trt 1'de bir şey izlerken, ekranın sağ alt köşesinde bir kare açılıyor ve trt2'de "yalan rüzgarı"nın başladığını haber veriyor. aman allahım ne büyük bir teknoloji bizim için o zamanlar. bunu renkli televizyona ait bir gelişim zannetik bir süre, meğer siyah beyazlarda da varmış aynı şey.
şimdi çok kanallı, incecik, gerçeklik hissi verecek kadar renkli televizyonlarımız var. o televizyonlarda gösterilen türlü türlü dizi, film, istemediğin kadar temalı program, tartışma platformaları ve maç var. ama hiç biri babamın içeri kucağında bir paketle, eve girmesinin yerini tutmuyor.
yalan rüzgarı'nı izleyip, nortmende marka televizyonu olanlara selam olsun...

2 yorum:

  1. tencere kapağından yapılan antenler gerçekten iş yapardı. Sen o zamana yetiştin mi be güzelim.:-)

    YanıtlaSil
  2. Valla gözlerim yaşardı be Didicim...iko

    YanıtlaSil