17 Mayıs 2020 Pazar

öykü

etkileyici bir metin ve okur arasında yaşanan mücadeleyi, roman hep sayıyla kazanır. 
oysa öykünün maçı nakavtla alması gerekir.

julio cortazar

daha kendimle seyahate çıkıp, gittiğim yerin meydandaki güzel kafelerinden birinde içkimi yudumlayıp, etrafıma bakınmadım. daha kaş'taki o muhteşem koyda, sırtüstü uzanıp, kendimi suya ve güneşe bırakmadım. daha sevgilimle istanbul'dan çıkıp, kedilerle beraber, arabayla taaa hatay'a kadar gitmedim. kedilerle eziyet olabilir ama onları aylarca bırakamam, ben nereye onlar oraya... daha bir süre izmir'de yaşamayı denemedim. daha kapadokya'da balona binmedim. daha sulu ada'ya gidip, kendimi suya banmadım. daha bir köpek annesi olmadım. daha ted talk'a çıkmadım. daha adalar belediyesi'nde turizm bölümünün müdürü olmadım. daha istediğim kiloya inmedim. daha beyaz elbisemle gayri resmi evlilik partisi düzenlemedim. daha kimsenin yüzüğünü takmadım. daha motor ehliyeti ve motor almadım. daha bitkiler üzerine bilgilenmedim. daha kitaplarım var okunacak ve koca bir film listem var izlenecek. 
ben bir roman var önümde sanıyordum, öyküm varmış... vasat bir öyküm olsun istemiyorum. vurucu bir sonla biten, her kelimenin değerli olduğu, ara ara güldüren, dokunaklı bir öyküm olsun istiyorum. 
zamanım eskisinden çok daha değerli artık... hoşgeldin yeni yaşımın farkındalığı :) 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder