12 Eylül 2019 Perşembe

aşka düşecek sabilere öğütler...

ilk sevgilimi babama götürdüğümde; balkonda rakı içiyordu, "bu salağı mı buldun?" dedi. iki gün geçmedi, ayrıldım çocuktan.
ilk öpüştüğümde 13, ilk seviştiğimde 18 yaşındaydım. 
sayısız kez sevdim ve sayısız kez kalbimi kırdılar, bir o kadar da ben kalp kırdım.
yine de aşık olmadığım, acısından sürünmediğim bir hayat istemezdim. 
henüz aşktan yeni çıkmış bir kadın olarak; yaşadıklarımdan süzdüklerimi bu derde yeni düşecek olan sabi sübyanlara yol göstersin diye buraya yazıyorum.

1. annem "iyi muhabbet ettiğin insanla evlen, her şey biter, o kalır" der, çok doğru. muhabbet ettiğin, beraber güldüğün, komik bir şey olduğunda ilk aradığın, birlikte dedikodu yaptığın insanla ilişki çok keyifli. bundan 10 yıl önce iki farklı insanın beraber olmasının renkli, neşeli bir şey olduğuna inanıyordum. zamanla benzer insanların duygularının birbirine daha rahat geçtiğini, dolayısıyla ilişkinin daha az mücadele gerektirdiğini fark ettim. bu aynılık, aynalık, benzerlik hoşuma gidiyor artık. sanırım benim "aklımdan geçen bin türlü saçmalık, kafam ve kalbim yalnız değiliz, oh" hissine ihtiyacım var.

2. sevdiğiniz insan zayıfsa güçlü yapamazsınız. hatta yapamayacağınız bir çok şey daha var. mesela gusto sahibi de yapamazsınız. sevgiliniz birden maceraperest de olmaz. cesur ya da komik de yapamazsınız. bunlar hep romantik komedilerde oluyor ya da trajik olaylar yaşamış olmak gerekiyor. o da kaçımızın başına gelir bilmiyorum. ama birine aşık olduysanız insanın orasıyla burasıyla oynamayın değişsin diye, olmuyor zaten. hep sakil duruyor.

3. aldatmak ve üçüncü kişiler konusu biraz derin ama hafifçe bahsedersek; birisi sizi bir kere aldatırsa ve affederseniz, bir daha aldatılma olasılığınız yüzde doksan falan bence. aldatıldığınızı hissediyor ama ayrılacak gücü bulamıyorsanız kanıt aramayın. eğer kanıt bulur da ilişkiden gitmezseniz asla saygıya değer bulunmuyorsunuz.

4. bazen ilişkinin bitişe geçtiğini fark edersiniz ama veda etmeye hazır değilsinizdir. o arada türlü türlü manyaklıklar yapılır. daha ateşli sevişmeler, rutinden sapmalar, dramalar, acındırmalar, çatıya çıkıp kendini atmaya çalışmalar, kıskançlıklar, korkutmalar, tehditler... ben herhangi birinin işe yaradığını görmedim. ilişki boka sardıysa, sarmıştır. ve bana göre illa kurtarılması gerekiyorsa, birbirinden bir süre uzaklaşmak, kendi kendine kalmak, düşünmek, sorgulamak, başka şeylerle uğraşmak en iyi tedavi yöntemleri.

5. birine aşık olduğunuzda ve dahi evlendiğinizde sonsuza dek, ölüm sizi ayırıncaya kadar beraber olmak zorunda değilsiniz. mutsuzsanız, artık birbirinizi sevmiyorsanız, yorulduysanız, başka bir hayat istiyorsanız, o insanı bırakabilirsiniz. alışkanlıklar sizi tutar, genel geçer toplumsal kurallar tutar, kimi zaman çocuklar, kimi zaman para ya da aileler tutar. ilişkide başarsız olma hissi ya da adamı başkasına kaptırma hissi tutar. ilişkiye bir sürü hisle, tutunabilirsiniz.
ama ben birliktelikleri arada aşk olmadan ısrarla sürdürmenin tarafında hiç olmadım, bana göre hayat bunu deneyecek kadar uzun değil.
aşksız evliliklere, aşksız ilişkilere katlanmayın.

6. saygısız bir adamla asla beraber olmayın. yalnız kalsın o ayılar.

7. hani aldatma konusunu irdelerken, bir kere aldatan hep aldatır demiştik ya; aynısı yalan için de geçerli. birisi size yalan söylüyorsa, biraz dikkatle elli tane daha yalanını yakalarsınız.

8. telefon, sosyal medya, arkadaş görüşmesi, kıyafet kısıtlamalarını kabul etmeyin. canınız kiminle isterse onunla görüşün, onu giyin, arkadaşlarınızla istediğinizin dedikodusunu yapın ve istediğiniz fotoğrafları, yazıları saklayın; hiç kimsenin size karışmasına izin vermeyin. bunun sonu yok.

9. bir erkekten size hem baba, hem sevgili, hem koruyucu, hem arkadaş olmasını beklemek biraz fazla. erkek arkadaşınız babanız değil. zaten sizin de korunmaya ihtiyacınız yok.

devam edecek...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder