12 Haziran 2017 Pazartesi

nalet gelsin o öküze...



murhpy kanunu 1; bir şeyin ters gitme olasılığı varsa, ters gidecektir.
murphy kanunu 2; bir şeyin ters gidebileceği olasılıkları engelleseniz bile, anında yeni bir olasılık ortaya çıkacaktır.

bir kaç gündür göğsüme oturan öküz ile uğraşıyorum. neşemi, enerjimi ve hayata karşı olan bağlılığımı çaldı. ben depresyon, daimi mutsuzluk ve motivasyon eksikliği falan bilmem, bunlar bana uzak hisler. bir şey ters giderse, iki gün karalar bağlarım, sonra "ver halayı, hoppaaa" bir insanım. her gün "kesin bugün harika şeyler olacak, kelebekler, çiçekler, kalpler" diye uyanıyorum ama yok olmuyor, nefessizlik devam.

şimdi size sadece bugün olanları yazıyorum (üstelik gün daha bitmedi...)

08:25 itibariyle işe gitmek üzere arabaya bindim. işe varıp, masama oturduğumda 13:30'du. trafikte sinir krizi, panik atak, anksiyete ne varsa hepsini geçirdim. köprüde çalışma olduğu için 5 saat arabanın içinde aç, susuz ve bitti bitecek telefon şarjımla oturdum.

beyaz tişörtümün üstüne ve eteğime baştan aşağı makarna sosu döktüm. işten sonra yapacağım her etkinliği iptal etmek zorunda kaldım. az önce astım ikisini de, tabii ki lekeler çıkmamış.

su dolu bardağı kırdım, temizledim. 40 saniye sonra bir bardak daha kırdım, yine temizledim. sonra camın üstüne basıp, ayağımı kanattım. şimdi topallıyorum.

oyun oynadığı sanan kuş beyinli kedi, sırtıma atladı ve baştan aşağı çizdi. 

ama asıl bomba en sevdiğimden geldi. kalbimi eline bıraktığım adam, o kalbi aldı, avucunun içinde sıktı sıktı sıktı, suyunu çıkardı. bütün gardım düştü.
göğsümdeki öküz daha da ağırlaştı.
sorgulama, soru işaretleri, "napıyorum lan ben"ler, beyin - kalp atışması, kesik kesik nefes alma, ota boka dolan gözler, arabesk şarkılar, kendine acıma - kendine güvenme, hayata isyan, daha önceki mallıklar ile ilgili anıların gözde canlanışı, pişmanlık, "bile bile lades" kafasına çıkma, hak etmeler - etmemeler, hata ettiğini farkına varma, beklentileri sayma, beklentilere gülme, kendine kızma, kendini affetmek için mazaretler bulma, istiklal marşı ve kapanış...

3 gün sonra tüm sıkıntılarımı, ege'nin sularına bırakmayı diliyorum.
denizin üstünde sırt üstü yatıp, kulağımı suyun tıkamasına izin verip, gözlerimi kapatıp, güneşe bırakacağım kendimi.
biraz da güneş yaksın...

not: amannn, seninki de dert mi? dünyada açlık, sefalet, ölüm var diyip benim canımı sıkmayın. evrenin derdini tasasını yazacak değilim, kendi minnoş dünyam bu...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder