9 Ocak 2017 Pazartesi

kar mar


4 gündür yağıyor meret. bu kadar uzun sürünce, kanada'ya yerleşen izmirli'nin hikayesi gibi olduk. tüm sosyal medya, kar fotoğrafları ve videoları ile doldu. teröre, bombalara, ölümlere, kötü giden ekonomiye ve hatta tümden ülkenin boktan gidişatına ara verdik. herkes bir nefeslendi, kar bitsin küfür kafir tekrar başlayacağız.
biz karla uğraşırken mecliste yeni anayasa ile ilgili bir takım şeyler oylanıyor ve hatta kabul edilip geçiyor. ülke rejim değişikliğine koşar adım gidiyor. biz de çaresizliğimizle oturuyoruz. tarihte "ülkenin yönetim biçimi değişirken evde oturup dizi izleyen mal kitle" olarak anılacağımızdan hiç kuşkum yok.
memlekette itiraz edilip, karşı durulacak o kadar çok şey var ki, belki de hangisinden başlayacağımızı bilemiyoruz.
ben kendimi hiç iyi hissetmiyorum mesela. her sabah yatakta yuvarlanıp, bir türlü kalkamıyorum. sürekli bir ağlama isteği var içimde. yaşlılar gibi ota boka gözlerim doluyor. hayat neşemi ve enerjimi kaybettim. kendimi kitaba, tiyatroya, yazıya, çiziye, iyi olduğu söylenen dizilere verdim. gerçi orası biraz hayırlı oldu ama genel durumum içler acısı. bence ülkece depresyona girdik. depresyona girmeyen de aklını yitirmiş gibi davranıyor. tek kelime ingilizce bilmeyen ve cebinde dolmuş parası bile olmayan bir arkadaşım amerika planları yapıyordu ve çok ciddiydi bunu anlatırken. başka bir arkadaşım -ki neredeyse hayatı boyunca orta sağ fikirlere sahip olmuştur- telefonunun dinlendiğini düşünerek hükümet eleştirisini "konuşmayalım bunları telefonda" diyerek yarıda kesti. ben bile kış saati uygulamasının tamamen bizi manyak etmek için yapıldığı düşüncesindeyim. kar yağmasına bile sokaktaki insanı ve hayvanı düşünmekten sevinemedim. metrobüste soğuktan yüzünü gözünü kapatmış herkesi canlı bomba sanıyorum. ama bu paranoya sadece bana ait değil, onu biliyorum. gerçi aslında hiç bir konuda yalnız olmadığımın farkındayım. delireceksek, hep beraber delireceğiz, bunu bilmek çok rahatlatıcı.
umutlu, çiçekli, mavili şeyler söylemek istiyorum yazının sonunda. ama kendi samimiyetsizliğimden tiksindim. yok içimde umut falan, umarım sizde vardır herkese yetecek kadar. aman kendinize yetse de olur...

not: üstteki fotoğraf benim ev, dizi narcos. alttaki fotoğraf da evin önü. evden çıkmak için snowboard bilmen lazım ama biz kaseyi kırsak da önemli değil. sonuçta bir jlo değiliz...


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder